18 Eylül 2010 Cumartesi

yesss!!

“gidiyorum” dedi telefonda. şaşırmış bi ses tonuyla “nereye?” diye sordum. “sınav sonuçları açıklandı bugün, edirne’ye gidiyorum” dedi. “hangi edirne?” sorusu onu yeterince güldürmüştü; “aşağı edirne” dedi kahkahalar içinde. “yukarı edirne olaydı daha iyi olurdu, tanıdıklar vardı” diye yalan uydurdum. “artık aşağı edirne’de de tanıdık olacak” dedi. sevinçli olduğu için espri yapma kabiliyetinde hissedilir bi artış olmuştu. “vay be sen de büyüdün demek ki” diyerek geçip giden yıllara serzenişte bulundum. daha dün gibi geliyodu doğup da eve geleceği gün. evde kurulan beşiğine önce ben oturup, “heyt be kral benim, o kim ki!” izlenimi uyandırma isteğim, evde bulunan büyükler tarafından “aa o zaman hiç büyümez ama kuzenin” denerek saçma bi mantıkla savuşturulmaya çalışılmıştı. şimdi anlıyodum ki büyükler iyi sıkmıştı. inat edip girdim o beşiğe ama telefondaki ses şimdi bana gideceğini söylüyodu. demek ki beşiğe girsen hatta o beşikte tepinsen bile yine büyüyecekti. kısa süren bi sessizlikten sonra ne zaman gideceğini sordum. “eylül sonu gibi” dedi. “doğru ya dersler o zaman başlıyo” diyerek benim de üniversitede okuduğumu belli etmek istedim. sonra işi umarsızlığa vurarak “ohh git de rahat bi nefes alalım” diyerek çirkin bi yüz göstermeye çalıştım. verdiği cevap enteresandı: sen beni çok ararsın!! kurduğu cümle beynimi allak bullak etmiş, altındaki derin anlamı çıkarmaya çalışırken, beni köşeye sıkıştırdığı belli olmasın diye “kontörüm olursa ararım” diyerek seviyeyi ilkokul çocuklarına kadar indirdim. “ben sana gönderirim kontör” şeklinde verdiği cevap, üniversiteli olmanın onda deli gibi bi özgüven oluşturduğunu gösteriyordu. kontrolün elimden çıkmak üzere olduğunu hissedince konuyu akraba faslına getirmeye çabaladım. “evdekiler nasıl” diyince, “kımıl kımıl hepsi” diye cevap verdi. “o ne demek ki yaa!” diyerek onun türkçe’mizdeki deyim bilgisini sınamaya çalıştım. “yerlerinde duramıyolar.. sevinç, hüzün birbirine karıştı” dedi. “sen napıyosun” diye de ekledi. “ağlıyorum lan” diyemedim, ağzımla kapı sesi taklidi yaparak, “aha kapı çalınıyo” dedim, merak uyandırmak için de “kim olabilir ki acaba!” diye ekledim. “hadi git kapıya bak” dedi. “sen de kendine iyi bak oralarda” diyerek espri yapacak havada olmadığımı anlasın istedim. moralim kötü olunca otomatik olarak espri yapamıyor veya yapsam da en fazla 3 yaşındaki çocukları güldürebiliyordum. telefonu kapadım, ağladığımı anlamadığı için sevinçten zıpladım ve amerikanvari bi şekilde yumruklarımı sıkıp “yesss” dedim.

4 yorum:

  1. bunu sen mi yazdın yoksa alıntı mı???

    YanıtlaSil
  2. tebrikler beğendimm gayet başarılı !!! hıı bi de teşekkürlerrr baya bi ipucum oldu senle ilgili artık :):):)

    YanıtlaSil