14 Ağustos 2011 Pazar

Çok Düşünceliyim Çook!

“Çok düşünceli görünüyosun” bu hayatta yüzüme karşı en fazla söylenen cümle olabilir. Surat ifademin insanlarda halet-i ruhiyem hakkında böyle bir fikir edindirme gibi bir misyonu var. Tamam, kafama takılan şeyler oluyor bazen, bunlar suratıma yansıyor da olabilir ama bu surat ifadesini görünce “Senin suratın niye böyle ya? Düşünme bu kadar, düşünme derin, havalar serin” gibi cümleler duymak gerçekten kendimden soğumama neden oluyor. “Bu kadar mı lanet bir suratım var benim?” diye düşünmeden duramıyorum.

Beyin fonksiyonlarım arada sırada durduğunda, yani düşünme, karar verme, okuduğunu anlama gibi çeşitli eylemleri yerine getiremediğim zamanlarda bile (bu süreç birkaç gün sürebiliyor) soğuk bir surat ifadem oluyor, biliyorum bunu. Soğuk durmak benle özdeşleşmiş bir şey, tamam, bunu da kabul ediyorum. Tabii bu soğuk ifadenin yanında bir de düşünceliymişcesine bir ifade takınınca insanların dikkatini çekiyor demek ki. Geçen gün okulda “Merhaba, naber?” dedikten sonra “bir şey mi oldu ya düşünceli duruyosun?” diye arka arkaya soran üç arkadaşımın olması, aslında ortada hiçbir şey yokken “niye böyleyim ya ben acaba bir şey oldu da farkına mı varamadım?” diye daha da düşünceli bir tavır takınmama neden oldu. Düşünceli durduğu iddia edilen bir insanın bunu kafaya takıp bu konu hakkında düşünmeye başlamasıyla ortaya iğrenilecek bir surat ifadesi çıkıyor tabii ki. O anda kendimi aynada görmeyi çok istemiştim ki bir insanoğlundan nasıl tiksinilir, bunu öğreneyim.

Gerçi bu düşünceli göründüğümün iddia edildiği anlarda, insanlarda “Yazık, kim bilir ne derdi var? Allah kurtarsın!” gibi bir düşünce uyandırıyormuşum gibi bir ihtimal olsa da (çünkü bu anlarda insanlar suratıma dünyanın en acınacak mahlûkatıymışım gibi bakıyor) çoğu zaman düşünceli gözükmeme neden olan şeyler aklımdaki “Acaba akşama ne yemek var?”, “Hava kaç derece bugün?”, “Bu haftaki Beşiktaş maçını acaba hangi hakem yönetecek?” gibi ipe sapa gelmez sorular oluyor. Bana neden düşünceli olduğumu soran insanlar böyle alakasız sorularla zaten verimi yerlerde olan beynimi boş yere meşgul ettiğimi bilseler, bana düşünceli olma sebebimi sordukları anları hayatlarının en boş geçmiş zaman dilimi olarak seçerler ve çok büyük bir pişmanlık yaşarlar diye düşünüyorum. Sen kalk, düşünceli görünüyor diye adamın derdini paylaşma amacıyla yanına gel ve o da sana “Ya bizim sitede kaç tane boş daire var diye düşünüyorum” diye idiotça bir cevap versin. Böyle bir durumda “ne halin varsa gör” denmez de ne denir!

O değil de herhangi bir yazımda kendimi kötülemeden duramıyorum değil mi? Bir gün öyle bir konu bulup öyle bir yazı yazacağım ki tamamen kendime methiyeler düzeceğim. Büyük ihtimalle de yazıdan sonra bir daha başka yazı da yazmam, “ehe ehe zirvede bıraktım” diye saçma çıkarımlar yaparım. Hatta dur, ben bu yazacağım yazı hakkında düşünmeye başlayayım. Yalnız bu konu için uzun bir süre düşünceli durabilirim, kusura bakmayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder