14 Ağustos 2011 Pazar

"Doğum Gününü Doğru Hatırlıyorum Di Mi?"

“Yaa doğum günü bugün müydü acaba? Bugünmüş gibi hatırlıyorum ama sanki bugün değilmiş gibi de geliyor. Ben doğum günü bugünmüş gibi bi kutlayayım da gelecek tepkiye göre hayatıma yön veririm artık.”

Bugüne kadar, geçmişte kalmış ve hakkında bana bir şey sorulan herhangi bir şeyi süper bir şekilde hatırlayabildiğim için çok takdir edildim. (Tek takdir edildiğim konu bu olsa gerek) Bu yüzden “Oha nasıl hatırlıyosun?” cümlesiyle çok karşılaştım. İnsanların düşünme, karar verme gibi amaçlarla kullandıkları beyinlerini sanırım ben çoğunlukla hatırlama için kullanıyorum. Bazen lisedeki bir öğretmenimin not defteri oluyor, arkadaşlarımın okul numaralarını, aldıkları notları sayıyorum; bazen de Türkiye geneli bir telefon rehberi oluyorum ve numarasını öğrenmek istediğiniz bir kişinin sadece tam adını bana söylemeniz yeterli oluyor. Ortaokuldaki sınıf listesini tek kişi atlamadan sayan bir insanın, tanıdığı ve önem verdiği insanların doğum günlerini hatırlayabilmesi çok şaşılacak bir şey değil herhalde.

Şaşırmadan sayıyordum ben de doğum günü tarihlerini ama işte iki gün önce kendimden şüphe etmemle birlikte kendime olan inancımı da kaybettim. “26 Temmuz muydu 30 Temmuz muydu? Temmuzdu ama Temmuz’un kaçıydı?” soruları kafama yerleştikçe bir yandan kutlamam gereken doğum gününün Temmuz’da olduğunu hatırlamamla biraz sevindim ama Temmuz’un tam olarak hangi günü olduğundan emin olamamakla birlikte bu sevincimi ortadan kaldırabilecek kadar kederlendim. Bir yandan sevinen bir yandan üzülen bir bedenden maksimum verim alabilmeniz pek mümkün değil tabii ki. Fakat ortalama bir seviyede ilerleyen beyin işlevleri aniden bir pik yapabiliyor. Bu pikin gelmesiyle birlikte hem kutlayacağım doğum gününün 26 Temmuz’da olduğunu hatırladım, hem de “Dur lan Yahoo’daki maillerime bakmıyorum uzun zamandır” diye düşünüp hemen Yahoo’ya giriş yaptım. (Çok alakasız işleri aynı anda düşünebilecek kadar ne yaptığından bihaber bir beynim var) Sonra bir de “Ee peki 26 Temmuz’u hatırladığımı sanıyorum da 30 Temmuz kimin doğum günüydü?” diye düşünmeye başladım. Cevap bulamayınca da “Neyse Facebook’ta çıkar herhalde, i love you Facebook” falan dedim.

Tarihi hatırladıktan sonra önümde duran engel bu doğum gününü nasıl kutlayacağımdı. Doğum günü, kandil, bayram kutlamalarında falan hep bir sıkıntı yaşadım bugüne kadar çünkü. Özel günlerde cümle kuramama gibi özelliğim var. Bugüne kadar gönderdiğim en etkileyici bayram kutlama mesajı “Bayramınız kutlu olsun” şeklinde olabilir. Tabii bu mesajı gönderdiğim insanın bu mesajdan ne kadar etkilendiği, sevinçten ne hallere döndüğü de büyük bir muamma. Doğum günleri için de belli bir kalıbım var. Facebook’ta falan hep bu kalıbı kullanmaktan utanmıyorum: Doğum günün kutlu olsun ……, nice senelere:)) Boşluğu artık o gün kimin doğum günüyse o kişinin ismini yazarak doldurduğum anlaşılmıştır herhalde. Bugüne kadar hiç kimse “Herkese aynı şeyi yazıyosun lan ne bu böyle!” demedi ama bunun yüzüme karşı söyleneceği korkusuyla daha fazla yaşayamayacağımı fark ettim şu an ve bunları yazarken, hazır konu da açılmışken itiraf etmek istedim bu gerçeği.

İşte hatırladığıma inandığım için çok mutlu olduğum doğum gününü kutlamak için de aynı sıkıntıları yaşadım. Nasıl kutlamam gerektiğine bir türlü karar veremedim. Bir şeyler yazdım ama “Sanırım çok sığ bir mesaj olacak” diye düşündüm ve mesajın başına da “Yaa doğum günün bugündü sanırım, yani öyle hatırladım” yazarak yeterince rezil bir imaj oluşturdum. Utanmadan da “Daha fazla ne kadar rezil olabilirim ki zaten?” diye düşünerek gönder tuşuna bastım. Sonra “Ya doğum günü bugün değilse?” diye korkmaya başladım, “Demek ki daha fazla rezil olma ihtimalim varmış, acaba göndermeden önce bir üç saniye kadar daha mı düşünseydim?” diye bir düşünce bulutu oluştu beynimde. Birkaç saat sonra tarihi doğru hatırladığıma dair bir mesaj geldi. “Hehe süper çalışan bir beynim var, insan bir şeyi de unutmaz mı yaa?” diyerek kendimle çok az da olsa gurur duydum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder